- müdafaa etmek
- savunmak, korumak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
müdafaa — is., Ar. mudāfaˁa Savunma, koruma Birleşik Sözler müdafaaname meşru müdafaa millî müdafaa nefsi müdafaa nefis müdafaası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller müdafaa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜDAFAA — Bir hücuma ve zarar veren bir harekete karşı durmak. Def etmek. Savmak. * Düşman hücumunu men etmek. * Mahkemede: İddiacının dâvasını def edecek bir surette bir iddia dermeyân etmek, beyânatta bulunmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
korumak — i, den 1) Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. O. S. Orhon 2) Güçlü bir kimse veya kuruluş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaranmak — e 1) Bir davranışla birini memnun etmek Vatanın hukukunu müdafaa etmek lazımken düşmana yaranmak bahanesi altında... H. C. Yalçın 2) mec. İçten olmayan davranışlarla birini memnun etmeye, gözüne girmeye çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAMİYET — Gayret. * Nâmustan gelen gayretle utanma veya kızma. * İstinkâf etmek. * Mukaddesatı ve milletin haklarını, mâmus ve haysiyeti korumak hususlarında gösterilen gayret ve ihtimam hasleti. İman ve İslâmiyeti ve Hz. Peygamber in (A.S.M.) Sünnet i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKABELE-İ BİLHURUF — Söz ile konuşmak ve hakikatı müdafaa etmek suretiyle karşı çıkıp mukabele etmek. (Bak: Muaraza i bilhuruf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
savunmak — i 1) Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek 2) Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak 3) Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ASABİYYET — Sinirlilik. Fart ı gayret. İmân ve İslâmiyeti, kendi akrabasını, vatanını, din veya milliyetini müdâfaa etmek gayreti. Hamiyyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kanun — 1. is., huk., Ar. ḳānūn 1) Yasa 2) Geçerli olan kural Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır. A. Ş. Hisar Birleşik Sözler kanun adamı kanun dışı kanun hükmünde kararname kanun koyucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEF' — Ortadan kaldırmak, Öteye itmek. * Mâni olmak. Savmak. Savunmak. * Himaye etmek. * Fık: Bir dâvayı müdafaa için başka bir dâva açmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük