- parça almak
- tıp
biyopsiyi gerektiren incelemelerde canlının belli bir yerinden doku parçası çıkarmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
parça — is., Far. pārçe 1) Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey Yolun bu parçası bozuk. 2) Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biyopsi yapmak — parça almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraf gözetmek — birinden yana olmak Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
morarmak — nsz 1) Mor bir renk almak 2) Herhangi bir sıkıntı, darbe veya hastalıkla vücudun bir yeri mor renk almak Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu. A. Ş. Hisar 3) mec. Herhangi bir söz ve davranıştan bozulmak 4) mec. Mahcup olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
makaslanmak — nsz 1) Makas almak işine konu olmak Yanakları sert parmaklarla makaslanmış gibi parça parça kızarıp sararıyor. R. N. Güntekin 2) Kesilmek Bu film makaslanmış … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük