- sorumlu tutmak
- sorumlu saymak, mesul olarak görmek
Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sorumlu — sf. Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesul tutmak — sorumlu görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüklemek — i, e 1) Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak 2) Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak 3) mec. Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak Çocuğun bakımını ona yüklediler. 4) mec. Bir suçu birinin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesap sormak — 1) bir konuda açıklama ve savunma istemek, sorumlu tutmak 2) birini, birilerini yöntem veya yasa dışı davranışlarından dolayı sorguya çekmek Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesul — sf., lü, esk., Ar. mesˀūl Sorumlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mesul olmak mesul tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük