- söz birliği etmek
- ağız birliği etmek
Çocuklar sanki söz birliği etmişçesine ortadan yok olmuşlar.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çocuklar sanki söz birliği etmişçesine ortadan yok olmuşlar.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
söz birliği — is. Ağız birliği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller söz birliği etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız birliği etmek — bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşmak, söz birliği etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız birliği — is. Bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşma, söz birliği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağız birliği etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hep bir ağız olmak — söz birliği etmek, anlaşarak bir konuda aynı şeyleri söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İTTİCAR — Ticaret yapma. * İlâç kullanma.İTTİFAK : Beraber hareket için sözleşmek. İttihad ve muvafakat etmek. Söz birliği etmek. Anlaşmak. (Bak: İhtilaf, Ehakk)(İttifak hüdâdadır, hevâda ve heveste değil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kavilleşmek — nsz, le Sözleşmek, söz birliği etmek, anlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük