- tasarruf etmek
- 1) bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak2) bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak3) para biriktirmek
Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tasarruf — is., Ar. taṣarruf 1) Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı. R. N. Güntekin 2) ekon. Tutum 3) ekon. Para biriktirme, artırım Birleşik Sözler tasarruf bonosu zorunlu tasarruf Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TASARRUF — İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sâhib olmak. İdare etmek. Sâhiblik. Kullanma hakkı. * (Para veya mal) artırma. * Bir şeye karışıp müdahale etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iktisat etmek (veya yapmak) — para artırmak, tutumlu davranmak, tasarruf etmek Biraz iktisat yapmaya mecburum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
demetlemek — tasarruf etmek, kontrol etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
tawmak — tasarruf etmek, I, 519 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
artırmak — i 1) Artmasını sağlamak, çoğaltmak 2) Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek 3) Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek 4) mec. Herhangi bir davranışta ileri gitmek Sen edepsizliği adamakıllı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biriktirmek — i 1) Toplayıp yığmak 2) Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı. S. F. Abasıyanık 3) Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gırtlağından kesmek — herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından kesmek, tasarruf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜLK — Mal. Yer. Bina. * Hüküm ile bir şeyin zabt ve tasarrufu. * İzzet, azamet, şevket. * Bir şeyin dış yüzü. * İnsanın sahip ve malik olduğu şey. * Akıl sahiplerini tasarruf etmek. * Mâlik olmak.(Her şeyin bir mülk, diğeri melekut, yâni bir dış,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük