- tesadüf etmek
- rastlamak, rast gelmek
Ara sıra birbirimize tesadüf ettikçe biraz dertleşmek vaadiyle ayrıldık.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ara sıra birbirimize tesadüf ettikçe biraz dertleşmek vaadiyle ayrıldık.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tesadüf — is., Ar. teṣāduf 1) Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse! M. Ş. Esendal 2) Rastlantı, rast geliş Birleşik Sözler tesadüf eseri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tesâdüf — (A.) [ فدﺎﺼﺕ ] 1. rastlama. 2. rastlantı. ♦ tesâdüf edilmek rastlanmak. ♦ tesâdüf etmek rastlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
toşlanmak — tesadüf etmek, rastlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rast gelmek — 1) düşünmediği, ummadığı hâlde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek Bu kadın kadar tamahkâr bir insana ömründe rast gelmedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) düşünmediği veya düşülmediği hâlde payına düşmek Kumaşın iyisi bana rast geldi. 3) atılan şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TASADDİ — Bir işe başlamak. * Taarruz etmek. * Yüz döndürmek. * Tesadüf etmek. * Vuku bulmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
rastlamak — e 1) Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek Eskicizade ye indiğim otelin kıraathanesinde rastladım. S. F. Abasıyanık 2) Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek Taş cama rastladı … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastlaşmak — nsz, le 1) Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmek Rastlaştığımız her Allahın kulu bir selama değer, çıkarımız olmasa da. H. Taner 2) Aynı zamanda olmak, üst üste gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline düşmek — 1) egemenliği, buyruğu altına girmek Kale düşman eline düştü. 2) yakalanmak Haydutların eline düştü. 3) birine muhtaç olmak Elbet bir gün elime düşersin. 4) rastlamak, tesadüf etmek Çocuk iyi bir öğretmenin eline düştü … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçraşmak — (uçramak) tesadüf etmek, rast gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Cəngəmiran — Municipality … Wikipedia