- uğur getirmek
- iyilik, şans, talih, bereket getirmek
Emeti ile evlenmek, Satılmış'a uğur getirmişti.
- E. E. Talu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Emeti ile evlenmek, Satılmış'a uğur getirmişti.
- E. E. TaluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uğur — 1. is., ğru, hlk. Ön veya yan Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla Halk türküsü 2. is., ğru Hedef, amaç, gaye, yol Bu uğurda rahatlarını, servetlerini feda ederler; canlarını tehlikeye koyarlar. H. C. Yalçın 3. is. 1) Bazı olaylarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük