- yâd etmek
- anmak, hatırlamak
Bunu derhâl halkın hesabına iyi bir numara olarak yâd ettim.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bunu derhâl halkın hesabına iyi bir numara olarak yâd ettim.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yâd — is., Far. yād 1) Anma 2) Hatır, zihin Yâdımda ezelî ve mor bir fecir memleketi gibi kalan doğduğum yeri gözümün önüne getirmek isterim. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yâd etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yâd — (F.) [ دﺎی ] 1. hatırlama. 2. gönül, hatır. 3. anı, hatıra. ♦ yâd edilmek anılmak, hatırlanmak. ♦ yâd etmek anmak, hatırlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hayırla anmak (veya yâd etmek) — ölmüş bir kimsenin ardından iyi konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
angmak — zihine getirmek, zikr, tezekkür ve yad etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük