- yakınlık duymak
- birine karşı sevgi veya ilgi duymak
İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yakınlık — is., ğı 1) Yakın olma durumu Ayrı ayrı anlıyorum da aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım. M. Ş. Esendal 2) mec. Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi Birleşik Sözler yakınlık derecesi yakınlık eylemi yakınlık fiili akla yakınlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgi duymak — bir işe, bir olaya, bir kimseye önem vermek, yakınlık duymak Yeni istidatlara her zaman ilgi duyan bir büyük sanatçı idi. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgilenmek — le 1) Birine karşı yakınlık duymak veya göstermek, alakalanmak Tarlaları gezdim, okuluma gittim, çocukları tanıdım, köylülerle ilgilendim. H. E. Adıvar 2) Bir şeye karşı merak duymak Arkadaşım yeni buluşlarla ilgileniyor. 3) nsz Bir konu üzerinde … Çağatay Osmanlı Sözlük
alakalanmak — le 1) İlgilenmek 2) Gönül bağlamak, yakınlık duymak 3) Bir şey çekici gelmek 4) Bir şeyden zevk almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gebermek — nsz, tkz. 1) Kötü bir biçimde ölmek Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim. S. F. Abasıyanık 2) mec. Bir kimseye aşırı ilgi, istek ve yakınlık duymak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller geberip gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan çekmek — 1) yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek 2) akrabalar birbirlerine yakınlık duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanı ısınmak — birine karşı yakınlık duymak Kanları çabuk ısındı birbirine. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgi — is. 1) İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk 2) kim. Kimyasal şartlar eş veya birbirine çok yakın olduğunda ögelerin birbirleriyle birleşmede gösterdiği seçicilik 3) ruh b. Dikkati öncelikle belirli bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük