- yorgun düşmek
- çok yorulmak, bitkin duruma gelmek
Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgun — sf. Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş. B. S. Erdoğan Birleşik Sözler yorgun argın yorgun mermi yol yorgunu Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitap düşmek — çok yorulmak, yorgun düşmek Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
külçeleşmek — nsz 1) Külçe durumuna gelmek 2) mec. Çok yorulmak, yorgun düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
turşu gibi olmak — çok yorgun düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haramak — (harmak) yorulmak, yorgun düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
afallamak — şaşmak, yorgun düşmek … Beypazari ağzindan sözcükler
bitap — sf., bı, esk., Far. bītāb Bitkin, yorgun Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bitap düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… … Çağatay Osmanlı Sözlük