baştan — zf. Başından alarak, bir kez daha, yeniden Konuyu baştan anlatayım. Birleşik Sözler baştan aşağı baştan başa baştankara baştan savma baştan sona yeni baştan … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldatmak — i 1) Beklenmedik bir davranışla yanıltmak Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. P. Safa 2) Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. B. Felek 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayartmak — i 1) Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak 2) Kandırmak 3) Birini, çalıştığı yerden ayırıp başkasının yanında çalışmaya kandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğfal etmek — esk. 1) aldatmak, kandırmak, baştan çıkarmak 2) ırzına geçmek, tecavüz etmek Bir genç kızı izdivaç vaadiyle iğfal etmiş bir adamın mesuliyetini, vicdan azabını ve nihayet hicabını duyuyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihnini çelmek — 1) bir kimseyi yanıltmak, yanlış yola sürüklemek 2) baştan çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklını çelmek — 1) (birinin) niyetinden, kararından caydırmak Böyle olursa zamanla kızının aklını çelmek kolaylaşırdı. N. Cumalı 2) (birinin) ayartmak, baştan çıkarmak Hasan gelip Reha Bey in, beni filan gazinoda beklediğini söyleyerek aklımı çeliyordu. O. C.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İGVA' — Ayartmak. Azdırmak. Baştan çıkarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kundakçı — is. 1) Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse Fakat ne çare ki Rum kundakçıları tarafından baştan başa yakılıp yıkılmış. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Tüfek kundakları yapan kimse 3) mec. Ara bozucu … Çağatay Osmanlı Sözlük