- hazır etmek
- (bir şeyi) hemen kullanabilecek duruma getirmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hazır — sf., Ar. ḥāżir 1) Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya Ben hazırım, isterseniz gidelim. 2) Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş Yemek hazır, buyurun. 3) Belirli bir biçimde yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işmar etmek (veya geçmek) — el, göz veya baş ile işaret etmek Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünden hazır olmak (veya razı olmak) — kendisine yapılan bir öneriyi seve seve ve hemen kabul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ittifak etmek — anlaşmak, uyuşmak, bağlaşmak Hazır bulunanların hepsi tatlı dil, güler yüz taraftarlığında ittifak etmiş gibiydiler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
seferberlik ilan etmek — bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getirmek için gerekli duyuruyu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamah etmek — 1) açgözlü davranmak 2) çok beğenip istemek Süslü kafeslere, hazır yemeğe tamah edip insanların maskarası olmanın âlemi var mı? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tercih etmek — yeğlemek ... hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHZAR — Hazır etmek. Hazırlamak. * Huzura getirmek. Derpiş etmek. * Mahkemeye gelmeyenleri cebren getirme müzekkeresi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HADARET — Bir şeyin yanında bulunmak. * Huzur. Yakında olmak. * Hazır etmek. Hazır olmak. * Medeniyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEVA' — Benzer, beraber, eş, denk. * Hazır etmek. * Doğrulanmak. * Nüzul etmek, inmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük