- ortadan kalkmak
- yok olmak
Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu.
- M. Mungan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu.
- M. MunganÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bertaraf olmak — ortadan kalkmak, yok edilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yok olmak — ortadan kalkmak, kaybolmak, varlığı sona ermek İttihat ve Terakki nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolaylaşmak — nsz 1) Kolay duruma gelmek 2) Engel ve güçlükler ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahatlamak — nsz 1) Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak Hasta ilacını içtikten sonra rahatladı. 2) Sakinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yitmek — nsz, er 1) Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak 2) Görünmez olmak 3) Sahip olunan bir şey elden çıkmak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yitip gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoğalmak — nsz, hlk. Varlığı ortadan kalkmak, yok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nesli tükenmek — bitmek, tamamen yok olmak, ortadan kalkmak Oralarda nesli tükenmiş sandığımız âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
yitip gitmek — görünmez olmak, ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zail olmak — yok olmak, ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük