- sona ermek
- son bulmak
Kavga âdeta göz yaşları içinde sona eriyordu.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kavga âdeta göz yaşları içinde sona eriyordu.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nihayete ermek — sona varmak, sonuçlanmak, bitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hitam bulmak — sona ermek, bitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamam olmak — sona ermek, tamamlanmak Vakit tamam oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hitâm — (A.) [ مﺎﺘﺧ ] 1. son. 2. son bulma. ♦ hitam bulmak son bulmak, bitmek. ♦ hitâma erdirmek bitirmek, sona erdirmek. ♦ hitâma ermek sona ermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
son — sf. 1) Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. P. Safa 2) En arkada bulunan Son vagon. 3) Artık ondan ötesi veya başkası… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşmak — den, ar 1) Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. F. R. Atay 2) i Süre geçmek, bitmek, sona ermek Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başarılmak — nsz Başarı ile sona ermek Bu iş başarıldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitmek — 1. nsz, er 1) Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? F. R. Atay 2) Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinmek — nsz, er 1) Sona ermek, bitmek, durmak Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum. Y. K. Beyatlı 2) Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı … Çağatay Osmanlı Sözlük