- kaza geçirmek
- can ve mal kaybına veya zararına neden olan kötü bir olayla karşılaşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kaza — is., Ar. ḳażāˀ 1) Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay Tren kazası. 2) İlçe, kaymakamlık Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm. R. N. Güntekin 3) din b. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaza atlatmak — kaza tehlikesi geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazaya uğramak — kaza geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarsıntı — is. 1) Sarsılma işi, birden sallanma Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi. H. Taner 2) Titreme, titreyiş Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük