- koltuğa girmek
- evlenmek
Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuklamak — i 1) Koltuğu altına almak Tablolarını koltuklayarak İstanbul a dönerken, Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş. F. R. Atay 2) Koltuğa girmek Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar. 3) mec. Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
girme — is. Girmek işi Birleşik Sözler koltuğa girme … Çağatay Osmanlı Sözlük