- üstün tutmak
- bir kimseye, bir şeye başkasından daha çok değer vermek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
üstün — 1. sf. 1) Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum. R. H. Karay 2) Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nüfuzu altında tutmak — söz geçirme gücünü üstün kılmak, egemenliği altında bulundurmak Onu uzun müddet nüfuzu altında tuttuğuna bir misal olarak... A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeğ tutmak — bir şeyi diğerlerinden daha üstün ve uygun görüp ona yönelmek, yeğlemek, tercih etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük görmek (veya bilmek veya tutmak) — kendini veya başkasını olduğundan üstün saymak, yüceltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TERCİH — Üstün tutmak. Bir şeyi diğerinden fazla beğenmek, fazla itibar etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ihtiyar etmek — 1. yaşlandırmak, kocaltmak 2. 1) seçmek, üstün tutmak Zaruretsiz cihanda kimse gurbet ihtiyar etmez. Şinasi 2) katlanmak Bu itilip kakılmaya karşı ihtiyar ettiği siyaset herkese hizmet etmek, herkesi memnun etmeye çalışmaktan ibaretti. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödürmek — seçmek, üstün tutmak, III, 11bkz:adırmak, edirmek, ödürmek, udurmak, üdürmek seçip ayırmak. I, 144, 370; III, 228bkz: ad ırmak, edirmek, ödürmek udurmak, üdürmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
üdürmek — seçmek, üstün tutmak, III, 11bkz: a ğırmak, edirmek, ödürmek, ödürmek, udurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MEYZ — Ayırmak, birşeyi denklerinden üstün tutmak. * Bir yerden bir yere geçmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TERCİH BİLÂ MÜRECCİH — Hiç bir üstünlük sebebi yok iken birbirine eşit iki şeyden birisini diğerine üstün tutmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük