- kalıba dökmek
- dökmecilikte erimiş madeni kalıbın içine akıtmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıp — is., bı, Ar. ḳālib 1) Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. P. Safa 2) Biçki modeli, patron 3) sf. Genellikle küp biçiminde yapılmış olan Bir kalıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İFRAG — Bir halden başka bir hale sokma. Kalıba dökmek. Şekil vermek. * Boşaltmak. Akıtmak. Dökmek. Câri kılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kepçe — is., Far. kefçe 1) Sulu yiyecekleri karıştırmaya ve dağıtmaya yarayan, uzun saplı, yuvarlak ve derince kaşık Tahta kaşık ve kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı. N. Araz 2) sf. Bu kaşığın alabildiği miktarda olan Tabağına iki kepçe… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dökme — is. 1) Dökmek işi 2) sf. Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan Dökme su. 3) sf. Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento. 4) sf. Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış Dökme soba.… … Çağatay Osmanlı Sözlük