- kan almak
- damardan bir miktar kan çekmek veya akıtmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kan — is. 1) Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. Ö. Seyfettin 2) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan gütmek — kan dökerek öç almak istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanamak — kanamak, kan gelmek, kan almak II, 323; III, 263, 273bkz: kan ımak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
hacamat — (A.) [ ﺖﻡﺎﺠﺣ ] kan alma. ♦ hacamat yapmak kan almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
neşter — is., tıp, Far. nīşter Kan almak, aşı yapmak veya küçük apseleri açmak için kullanılan ufak bıçak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller neşter vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacamat etmek (veya yapmak) — 1) hacamat yoluyla kan almak 2) argo hafifçe yaralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — kitap noktalamak; attan kan almak;s ıkılan oku çekmek II, 21 çekerek bağlamak II, 21bkz: çıkmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TER'İF — Burnundan kan almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük