- göz atmak
- kısa bir süre, fazla dikkat etmeden bakıvermek
İhtiyar kadın ara sıra memurun açık kapısı önünden geçerken içeriye bir göz atıyor...
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İhtiyar kadın ara sıra memurun açık kapısı önünden geçerken içeriye bir göz atıyor...
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöyle bir bakmak (veya göz atmak) — kısaca bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAZAR — Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAZAR-ENDAZ — f. Göz atmak. Göz atan, bakan, nazar eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karıştırmak — i, e 1) Karışma işini yaptırmak 2) i İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım. F. R. Atay 3) i Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek Pilavı karıştırmak. 4) i… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöyle bir — zf. 1) Üstünkörü Bardağı şöyle bir yıkadı. 2) Kısaca, kısa süreli O akşam, Bebek dönüşü, Miralay Ferit i yoklamak için geçerken şöyle bir uğramıştı. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolaçan etmek — 1) çevrede olup biteni anlamak amacıyla dolaşmak Çevremizi bir kolaçan edelim hele nerde olduğumuzu iyice anlayalım. T. Oflazoğlu 2) bir şeye öğrenmek amacıyla kısaca bakmak, göz atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
LEMHA — Bir göz atmak. * Şimşeğin bir defa çakışı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük