- söz çıkmak
- ortalıkta bir söylenti dolaşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözün ardı boşa çıkmak — söz olumlu sonuca ulaşmamak Her sefer ki gelişimde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından dirhemle çıkmak — (söz veya lakırtı) çok az konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlaşmazlık çıkmak — bir konuda uyuşmazlık söz konusu olmak ... gelin odası, gelin giyim takımı için bu sefer de iki kız kardeş arasında bir anlaşmazlık çıksın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
görücüye çıkmak — evlenmesi söz konusu olan kız görücüye görünmek Onu indirmek, görücüye çıkmaya razı etmek için başta haminne olmak üzere bütün ev halkı ağacın altında durdu, yalvardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
suyu çıkmak — çok söz edildiği veya üzerinde yerli yersiz durulduğu için değerini yitirmek, önemsizleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerinde su çıkmak — haklı bir sebep olmadan yerini bırakanlara veya bırakmak isteyenlere kınama ve engelleme amacıyla söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri gitmek (veya varmak) — söz ve davranışta ölçü dışına çıkmak, gereksiz, aşırı davranışta bulunmak Hatta daha ileriye giderek başka ve daha tuhaf şeyler düşündüm. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük