- ortaya çıkarmak
- delilleriyle göstermek, ispat etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya dökmek — 1) çıkarmak, göstermek 2) açıklamak Bunun için dağarcığında ne var ne yok, tümünü ortaya döker. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkarmak — 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor. R. H. Karay 2) bularak ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rezalet çıkarmak — rezalet sayılacak bir durumun ortaya çıkmasına yol açmak Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
icat çıkarmak — 1) hoş görülmeyen yeni bir huy, davranış göstermek 2) yadırganan bir yol tutmak 3) ortaya gereği olmayan bir sorun atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı çıkarmak — (birini) birinin yalan söylediğini ortaya koymak veya yalan söylememesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
satışa çıkarmak — satmak için ortaya koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf çıkarmak — 1) yeni bir şey söylemek, ortaya atmak Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun? Ö. Seyfettin 2) dedikodu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atmak — ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
peyda etmek — çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük