- çok söylemek
- gevezelik etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir ayak üstünde bin yalan söylemek (veya bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek) — çok kısa sürede pek çok yalan söylemek Bir ayak üstünde kırk yalanın belini büktüğü hâlde para hesabına bir türlü akıl erdiremez, bakkala bozdurulan paranın gerisini daima eksik getirirdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirhemle söylemek (veya konuşmak) — çok az veya yavaş konuşmak Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına geleni söylemek — 1) nezaket dışına çıkarak ağır ve kırıcı sözler söylemek 2) çok ve düşüncesizce konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
NATNATA — Çok söylemek, çok konuşmak. * Çekmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mene urmak — çok söylemek, çene yarışdırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakilamak — çok söylemek, vak vak etmek, inad etmek, beyhude ses çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSHAB — Çok söylemek. * Türlü şeylerden renk değiştirmek. * Bir şeye fazla tama etmek. * Kuyu kazıp suyu bulamamak. * Zehirlenme veya hastalıktan dolayı renk değişmesi. * Kuzu, anasını emmek. * Duvarı başı boş salıvermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAKSAKA — Sığırcık kuşunun ötmesi. * Çok söylemek, çok konuşmak. * Serçenin terslemesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük