- yüze vurmak
- yüzüne vurmak
Fakat politikada kabahatleri yüze vurmak yoktu.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Fakat politikada kabahatleri yüze vurmak yoktu.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülmek — nsz, er 1) İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. H. E. Adıvar 2) Mutlu, sevinçli zaman geçirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şamarlamak — i Yüze açık elle vurmak, şamar atmak Sözünüze itaat etmezse küçük ellerinizle şamarlayınız. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük