ateşe vermek

ateşe vermek
-i
1) ateş içine sokmak

Bir parça büküyor, onu tekrar ateşe verinceye kadar evvelki hazır oluyordu.

- M. Ş. Esendal
2) bir yeri kasten yakmak, kundak sokmak
3) mec. aşırı telaşa ve sıkıntıya düşürmek
4) mec. bir ülkeyi savaşa sokarak veya kargaşa ve karışıklık yaratarak sıkıntı ve yıkıma uğratmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • usanç vermek — usandırmak, bıktırmak Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkasını (bir şeye) vermek — dönmek Ateşe arkasını verdi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küremek — ateşe hava vermek körüklenmek, toprağı sürüp ber taraf etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deli — sf. 1) Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun 2) Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.) Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu. T. Buğra 3) mec. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın Ben… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”