- benimsetmek
- -i, -e
Birinin benimsemesini sağlamak
Kasapla barışıp kendini benimsetince belki de yanında çalıştırırdı.
- M. Uyguner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kasapla barışıp kendini benimsetince belki de yanında çalıştırırdı.
- M. UygunerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
aşılamak — i, e, tıp 1) Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak 2) tıp Başkasına hastalık geçirmek 3) Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
benimsetme — is. Benimsetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
işlemek — i 1) Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek 2) nsz İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı. M. Ş. Esendal 3) e İçine girmek, etkilemek, nüfuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
propaganda — is., İt. propaganda Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rumlaştırmak — i Rum dilini ve kültürünü benimsetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ruslaştırmak — i Rus dilini ve kültürünü benimsetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şırıngalamak — i 1) Şırınga etmek 2) mec. Birtakım düşünce veya duyguları bir başkasına benimsetmek, telkin etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Türkleştirmek — i Türk dilini ve Türklüğü benimsetmek, Türkleşmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nabzına girmek — (birinin) elindeki imkânları kullanarak birinin hoşnutluğunu kazanmak, birini yola getirmek ve düşüncelerini benimsetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük