- iş (birine) kalmak
- işin bitmesi için asıl gayret birine düşmek
Aman hemşire hanım... Şimdi iş size kaldı. Siz inat edin. O, sizin ısrarınıza dayanamaz.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Aman hemşire hanım... Şimdi iş size kaldı. Siz inat edin. O, sizin ısrarınıza dayanamaz.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sadık kalmak — birine, bir şeye bağlılığını sürdürmek, bağlı kalmak Haftada bir iki kere beni görmeye geleceğine dair verdiği söze sadık kalmıştır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunda kalmak — bir sözü iletmediği veya birine ödenecek parayı ödemediği için üzerinde borç kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerinde kalmak — 1) mal veya iş, artırma sırasında bir kimsenin olmak Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı. H. Taner 2) istenmeyen şey birine yüklenmek, sorumluluğuna bırakılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapılmak — e 1) Kapma işine konu olmak Bir ara korkuya kapıldım. R. H. Karay 2) Sürüklenmek Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı. R. N. Güntekin 3) mec. Birine güvenip boş bulunarak aldanmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğraşmak — le 1) Bir iş üzerinde sürekli çalışmak Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi. P. Safa 2) e Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye … Çağatay Osmanlı Sözlük