- dili tutulmak
- sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak
Bütün otobüs halkının dili tutulmuş gibiydi.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bütün otobüs halkının dili tutulmuş gibiydi.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağzı dili tutulmak — 1) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri. N. Cumalı 2) konuşamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
agnamak — (hayvanlar) yatıp debelenmek; kekemeleşmek, dili tutulmak I, 289 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini