- üstüne yaptırmak
- üstüne geçirmek
Ev galiba halasınındı ama Emin üstüne yaptırmıştı.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ev galiba halasınındı ama Emin üstüne yaptırmıştı.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ektirmek — i, e Ekme işini yaptırmak Üstüne bol zencefil ektirdiğim salep fincanını iki elimle kavradım. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerdirmek — i, e Germe işini yaptırmak Eski bir bağ kulübesinin duvarları üstüne bir çadır gerdirmiş, içinde yaşıyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kök — 1. is., bit. b. 1) Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm 2) bit. b. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi 3) Bazı şeylerde dip bölüm Diş kökü. 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üşürmek — i, e Üşmek işini yaptırmak, saldırtmak Köpekleri onun üstüne üşürdü … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine — zf. 1) Üstüne 2) Hakkında Dil üzerine bir yazı. 3) ... den dolayı Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti. 4) ... den sonra Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük