üzerine almak — 1) bir işi görev edinmek, deruhte etmek Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma şerefim üzerine ant içerim. Anayasa 2) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine evlenmek — eşinin üzerine bir başkasıyla evlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine üzerine gitmek — çekinmeden sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine atmak — bir suçu birine yüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine bir bardak su içmek — alay alacaklı bulunduğu bir şeyi elde etmekten umut kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine bir iki güneş doğmak — sabah yataktan geç kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine çökmek — duygu, durum vb. bastırmak, kaplamak Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine çullanmak — her tarafını kaplamak, sarmak Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine düşmek — (bir şeyin) bir şeyle ilgilenmeye başlamak, ilgi göstermek, bir şeyle çok uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine koymak — katmak, eklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük