- başı ağrımak
- bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağrımak — nsz Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak Başı ağrımak. Dişi ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı tutmak — gürültüden veya üzüntüden başı ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı götürmemek — ses ve kalabalıktan dolayı başı ağrımak … Beypazari ağzindan sözcükler
başı çatlamak — başı çok ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük