- ağrımak
- nsz
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak
Başı ağrımak. Dişi ağrımak.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Başı ağrımak. Dişi ağrımak.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
agrımak — ağrımak, I, 46, 273, 274; II I, 169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrımak — acımak, muztarib olmak, derd u renc çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalları ağrımak — omuzları ağrımak … Beypazari ağzindan sözcükler
başı ağrımak — bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acığmak — ağrımak, elem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
agrınmak — ağrımak, acı duymak I, 252 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrıma — is. 1) Ağrımak işi 2) Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık Birleşik Sözler ağrıma asalakları … Çağatay Osmanlı Sözlük
balkımak — nsz, hlk. 1) Parlamak, parıldamak 2) Şimşek çakmak 3) Su halkalanmak, dalgalanmak 4) Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük