- ne yapıp yapıp
- her ne durumda olursa olsun bir çözüm yolu bularak
Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yapıp etmek — hlk. yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana koymak — yapıp ortaya çıkarmak, göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
behemehâl — zf., esk., Far. beheme + Ar. ḥāl Her hâlde, ne olursa olsun, ne yapıp yapıp, mutlaka Evvela ben, behemehâl kongreye dâhil olmalı ve onu idare etmeli idim. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçim yolu — is. Yaşamak için gereken kazancı sağlama aracı veya çaresi Herkes ne yapıp yapıp bir geçim yolu bulma peşindeydi. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne — 1. Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu 2. zm., yi 1) Hangi şey 2) Her şey Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar. 3) Birçok şey Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor? 4) sf. Hangi Güzel heykel, ne yandan bakarsan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşınmak — nsz 1) Taşıma işi yapılmak 2) e Başka bir yere gitmek, göçmek Evi gezdim pek beğendim, ne yapıp yapıp oraya taşınmalıyız. P. Safa 3) e Bir yere sık sık gitmek Bir ay mahkemeye taşındı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemisini kurtaran kaptan — güç bir duruma düşüldüğünde ne yapıp yapıp kurtulanlara övgü olarak söylenen bir söz O, gemisini kurtaran kaptandır, diye yaptığı alçaklıkla, namussuzlukla iftihar ediyor. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Chinese Indonesian surname — A large number of ethnic Chinese people have lived in Indonesia for many centuries. Over time, especially under social and political pressure during the New Order era, most Chinese Indonesians have adopted names that better match the local… … Wikipedia
ayrancılık — is., ğı Ayran yapıp satma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bal — is. 1) Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde 2) Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı 3) Ağaçların… … Çağatay Osmanlı Sözlük