içini açmak — derdini anlatmak, içini dökmek Rabia elinden gittikten dört beş ay sonra imama verdiği söze rağmen yavaş yavaş komşulara içini açmak istedi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç dökmek — içini dökmek Akşamları ikişer üçer kadeh içer, karşılıklı iç dökerdik. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğini açmak — kalbini açmak, derdini dökmek, içini dökmek, senli benli konuşmak ve davranmak Sanki bana herkese yaptığından fazla yüreğini açardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşarj olmak — 1) akü, pil gücünü yitirmek 2) mec. içini dökmek, boşalmak, rahatlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük