- gözü dönmek
- aşırı bir isteğin, öfkenin etkisiyle ne yaptığını bilmez duruma gelmek
... bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
... bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gözü (veya gözleri) kararmak — 1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan ın gözleri gene kararıyordu. P. Safa 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlıktan gözü (veya gözleri) kararmak (veya dönmek) — çok acıkmak Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
Şafii köpeğine dönmek — yüzü gözü çok kirli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük