- başına vurmak
- 1) içki, gaz veya sıcak baş ağrısı yapmak2) dayanamaz olmak
Bekârlık başına vurdu.
3) ne yapacağını bilemez hâle gelmekBu harp başına vurdu galiba, sapıtmışsın sen.
- R. Erduran
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bekârlık başına vurdu.
Bu harp başına vurdu galiba, sapıtmışsın sen.
- R. ErduranÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına geçirmek — 1) başına giymek Şapkasını başına geçirdi. 2) bir şeyi öfke ile birisinin başına vurmak Şimdi tencereyi başına geçiririm! … Çağatay Osmanlı Sözlük
baharı başına vurmak — alay gençliğin verdiği coşkuyla gereksiz veya aşırı davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harı başına vurmak — 1) çok kızmak 2) azmak, kendini tutamayacak duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
afyonu başına vurmak — aşırı davranışlarda bulunacak kadar öfkelenmek, ne yaptığını bilememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşi başına vurmak — çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasına vurmak — başına vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öfkesi başına sıçramak (veya çıkmak veya vurmak) — çok öfkelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük