- eline geçmek
- 1) kazanmak, edinmek, elde etmek
Evi sattım, elime bin iki yüz lira kadar bir şey geçti.
- Ö. Seyfettin2) rastlamak, bulmakEline geçen her kitabı okur.
3) yakalamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Evi sattım, elime bin iki yüz lira kadar bir şey geçti.
- Ö. SeyfettinEline geçen her kitabı okur.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ipi (birinin) eline geçmek — yönetimi başkasının eline geçmek, kontrolü başkasının elinde bulunmak İpleri Topal Osman ın eline geçince bir uysallaşır, bir uysallaşır kâfir! R. Enis … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline fırsat geçmek — imkân bulmak Hazır fırsat geçmiş eline, hiç öyle mi konuşulur? … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmuş armut gibi eline düşmek — emeksiz ve zahmetsizce eline geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ip — is. 1) İplik Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. N. Cumalı 2) mec. Asarak öldürme cezası Birleşik Sözler ip cambazı ip iskelesi ip merdiven ip torba ipucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuk elinde kalmak — deneyimsiz, çok genç kişilerin eline geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli para görmek — eline para geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük