- elle tutulur
- 1) çok açık ve belli2) somut
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır) — çok belirgin, çok açık Sevim in güzelliği elle tutulur, dille anlatılır makbul bir güzellik değildir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek — çok açık bir biçimde görülmek, herkes tarafından bilinmek Haksızlık, rüşvet, gözle görülür, elle tutulur hâle gelmişti … Çağatay Osmanlı Sözlük
elle tutulur tarafı olmamak — hiçbir değerli yanı olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne hesaba gelmek ne de kantara — elle tutulur olmamak, tutarlı ve sağlam görünmemek Anlattıkların ne hesaba gelir ne de kantara … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MADDETEN — Cismen. Madde ve cisim olarak. * İş olarak, iş ile. * Gözle görülür ve elle tutulur şekilde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MADDİYAT — (Maddiyet. C.) Maddi ve cismâni şeyler. Gözle görülüp elle tutulur cinsten şeyler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük