- bıktırmak
- -i
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak
Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bezdirmek — i, den Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek O günden sonra bu neşeli İstanbul yolcusunun hatta beni bezdirmek için bile bir kerecik dışarıya çıktığını hatırlamıyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıktırma — is. Bıktırmak işi Birbirine benzemekten, bir örneklikten sizi bıktırmalarının imkânı yoktur. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
usanç vermek — usandırmak, bıktırmak Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tat vermek — 1) acı, tatlı, ekşi vb. bir tat kazandırmak 2) mec. hoşa giden bir duruma sebep olmak 3) mec. bıktırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bökütmek — doyurmak, bıktırmak II, 309 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
todgurmak — doyurmak, bıktırmak I, 261; II, 76, 176, 177, 255, 324; III, 424bkz: to ğurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yıldırmak — düğünlerde oynarken birbirlerinden iyi oynama bıktırmak usandırmak … Beypazari ağzindan sözcükler