- yutmak
- sükyut etmek, yutmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yutmak — yutmak. II, 313 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yutmak — 1. i, ar 1) Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak Sakarya nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu. H. E. Adıvar 2) Oyunda bir şey kazanmak 2. i, ar 1) Ağızda bulunan bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
cukkayı yutmak — oyunda ütülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolma yutmak — argo kanıp aldanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapı yutmak — tkz. kötü bir duruma düşmek Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük dilini yutmak — şaşırmak, donakalmak Kadıncağız beni bu hâlde görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tükürüğünü yutmak — imrenip ağzı sulanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zokayı yutmak — argo aldatılıp zarara sokulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
afiş yutmak — yalana dolana kanmak Geç baba, geç, artık afiş yutmuyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
afyon yutmak — 1) uyuşturucu olarak afyon kullanmak 2) mec. gerçeği görememek, doğruyu bulamamak İki insanın özleştirmeye şiddetle karşı koymuş olmaları özleştirme afyonu yutmuş bazı safları uyandırmasa bile düşündürebilir. B. Akyavaş … Çağatay Osmanlı Sözlük