- yutmak
- 1. -i, -ar
1) Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak
Sakarya'nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara'yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu.
- H. E. Adıvar2) Oyunda bir şey kazanmak2. -i, -ar1) Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek2) Tam ve doğru söylememekBazı heceleri yutuyor.
3) mec. İnanmak, aldanmak, kanmakBize numara yapma, yutacak enayi değiliz.
- S. M. Alus4) mec. Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek5) mec. İyice, eksiksiz olarak öğrenmekBazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu.
- Y. K. Karaosmanoğlu6) mec. Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmakDuvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.
- M. Ş. Esendal7) tkz. Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmakBen bu ağır sözleri yutmam.
Birleşik Sözler- yelyutan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.