- bilinmek
- nsz
Bilme işine konu olmak, anlaşılmak, öğrenilmek
Bir haftadır civarda dolaştığı biliniyor, yakalanamıyordu.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir haftadır civarda dolaştığı biliniyor, yakalanamıyordu.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bilinmek — kendi işini bilmek; itiraf etmek;bilinmek, anla şılmak II, 23, 143, 228 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bilsikmek — bilinmek I, 21 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ukulmak — bilinmek, anlaşılmak , I, 197 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tanınmak — nsz 1) Kim olduğu bilinmek İçeride bir süre, tanınan bu sesin verdiği bir korku ile her şey sustu. R. H. Karay 2) Herhangi bir özelliği ile bilinmek Meddahlıkta kendinden önce gelenleri geçmiş bir adam olarak tanınmıştı. M. Ş. Esendal 3) Hukuki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinegelmek — nsz Önceden beri bilinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinme — is. Bilinmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanılmak — nsz, esk. Tanınmak, bilinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak) — ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca... S. F. Abasıyanık Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek — çok açık bir biçimde görülmek, herkes tarafından bilinmek Haksızlık, rüşvet, gözle görülür, elle tutulur hâle gelmişti … Çağatay Osmanlı Sözlük
dershân — (A. F.) [ ناﻮﺨﺱرد ] öğrenci. ♦ deruhde edilmek üste alınmak, görev bilinmek. ♦ deruhde etmek üstüne almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü