- bir solukta
- zf.
Çabucak
Uzun bacaklarıyla koridoru bir solukta geçip koşa koşa merdivenleri indi.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Uzun bacaklarıyla koridoru bir solukta geçip koşa koşa merdivenleri indi.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip yapmak — bir solukta, bir dikişte içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
basamak — is., ğı 1) Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı. P. Safa 2) Derece, aşama, kerte, evre 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çabucak — zf. 1) Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırt — is. Bir solukta veya bir yudumda içilebilecek miktarda sigara veya içki Çek bir fırt. Birleşik Sözler fırt fırt … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip — zf., Alm. von + T. dip Sonuna kadar, bir solukta, bir dikişte Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fondip yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
biyografi — is., Fr. biographie Öz geçmiş Biyografisini bir solukta anlatıverdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hece — is., dbl., Ar. hicāˀ Bir solukta çıkarılan ses veya ses birliği, seslem Okumak sözünde üç hece vardır. Birleşik Sözler hece ölçüsü hece taşı hece vezni hece yutumu açık hece … Çağatay Osmanlı Sözlük