ittihat etmek — birleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yekvücut olmak — birleşmek, tek bir yürek olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşulmak — birleşmek, katılmak, tertip edilmek, öğür kılınmak II, 128, 135; III, 102 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TEREKKÜB — Birleşmek. Karışmak. İmtizac etmek. * Bir şeyin birkaç parçadan meydana gelmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İTTİHAD — Birleşmek. Birlik üzere âmil olmak. Birlik. Aynı fikirde olmak. (Bak: İhtilaf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kaynaşmak — nsz, le 1) Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek Çakılla çimento kaynaşır. 2) Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek Kumun üstünde bir sürü kadın erkek, oğlan kız kaynaşıyor. F. R. Atay 3) Birbirine iyice uymak Bu iki renk iyi kaynaşmış. 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlaşmak — nsz 1) Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Anayasa 2) le Sözleşmek, sözleşme imzalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşivermek — nsz, le Çabucak veya ansızın birleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşme — is. Birleşmek işi Birleşme aşkın mezarıdır, iftirasını nasıl yalana çıkardıklarını anlatıyordum. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler birleşme değeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
düğümlenmek — nsz 1) Düğümle bağlanmak 2) mec. Sıkışmak Trafik düğümlendi. 3) mec. Bütün sorunlar bir yerde toplanıp birleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük