birlikte yaşama — is. Birlikte oturma, bir arada yaşama … Çağatay Osmanlı Sözlük
bununla birlikte — zf. 1) Buna ek olarak 2) Bunun böyle olduğuna bakmayarak Ben söyledim, bununla birlikte tekrar söylerim … Çağatay Osmanlı Sözlük
dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı — bu, büyük bir kayıp ancak eskiden yol açtığı rahatsızlık da sona erdi anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmaklarını (birlikte) yemek — yemeği çok beğenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el birliği etmek — birlikte davranmak, dayanışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyunbozanlık etmek — birlikte yapılması planlanan bir işten çekilmek Şimdi arkadaşlarım oyunbozanlık ettiğim için bana ne kadar kızgındırlar. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş başa olmak — birlikte bulunmak, beraber yaşamak Keyfimizce yaşamamıza mâni olur, baş başa olmamızı tercih ederim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
arwaşmak — birlikte büyü veya afsun tekerlemesi, duas ı söylemek I, 236, 237 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kogşaşmak — birlikte gevşemek, II, 350bkz:koh şaşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
miñeşmek — birlikte A1115010A II I, 399bkz: müñe;mek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini