- baş başa olmak
- birlikte bulunmak, beraber yaşamak
Keyfimizce yaşamamıza mâni olur, baş başa olmamızı tercih ederim.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Keyfimizce yaşamamıza mâni olur, baş başa olmamızı tercih ederim.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
baş başa — zf. Birlikte, beraberce Ayakaltı olmayan bir yer bul da baş başa oturalım. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller baş başa bırakmak baş başa kalmak baş başa olmak baş başa vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa baş gelmek (veya kalmak) — 1) eşit olmak, denk olmak 2) berabere kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayaklar baş, başlar ayak olmak — değersiz kimseler başa geçip değerli kimseler ise en geride bırakılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç — is. Baş derisini kaplayan kıllar Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... A. Haşim Birleşik Sözler saçkıran saç örgüsü sırma saç takma saç arapsaçı ci … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandırmak — i, e Sanmasına sebep olmak, zannettirmek Kendisini ona yaklaşmış, onunla baş başa kalmış sandıran tenhalığa sevindi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük