bunalmak — sıkıntı çekmek … Beypazari ağzindan sözcükler
içi sıkılmak — bunalmak Sekiz saattir trendeyim. Tren boş ve neşesiz. İçim sıkılıyor. A. Haşim … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğulmak — nsz 1) Boğma işine konu olmak 2) Havasızlıktan ölmek Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu. Halikarnas Balıkçısı 3) mec. Bunalmak Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız? F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
bunalıvermek — nsz Çabucak bunalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bunalma — is. Bunalmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
daralmak — nsz 1) Dar duruma gelmek, küçülmek 2) Azalmak Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. R. N. Güntekin 3) Zayıflamak Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. S. F. Abasıyanık 4) mec. Güçleşmek, zorlaşmak Geçimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıcaklamak — nsz Sıcaktan bunalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıkkınlık gelmek — bıkmak, usanmak, bunalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafakanlar basmak (veya boğmak) — sıkıntıdan bunalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
abandone olmak — 1) (biri) dövüşemeyecek duruma gelmek 2) mec. (biri) bunalmak, sıkıntı içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük