- büyük abdest
- is.
Dışkı, kaka, hacetAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
abdest — is., din b., Far. āb + dest 1) Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma 2) İdrar ve dışkı yapma Küçük abdest. Büyük abdest. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaka yapmak — büyük abdest yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dışarı çıkmak — büyük abdest yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
defihacet — is., Ar. defˁ + ḥācet Küçük veya büyük abdest bozma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller defihacet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacet — is., Ar. ḥācet 1) Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum Bu kadar külfete hacet yok. 2) Tanrı dan yerine getirilmesi beklenen dilek Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir. Y. K. Karaosmanoğlu 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabız — is., bzı, Ar. ḳabż 1) Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı 2) Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme 3) esk. Alma 4) esk. Kavrama, el ile tutma Birleşik Sözler ahzükabz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabiat — is., Ar. ṭabīˁat 1) Doğa İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. A. Haşim 2) Doğal özellik Arazinin tabiatı. 3) Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
defihacet etmek — küçük veya büyük abdest bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük