- coşkunluk
- is., -ğu
1) Coşkun olma durumu2) Coşkunca yapılan iş, cuşiş, cuşuhuruş
Yahya Kemal'in tarihimizi kucaklayan sevgisi, en büyük coşkunluğa İstanbul şehrinde varır.
- B. R. Eyuboğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yahya Kemal'in tarihimizi kucaklayan sevgisi, en büyük coşkunluğa İstanbul şehrinde varır.
- B. R. EyuboğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cuşiş — is., esk., Far. cūşiş Coşkunluk Yürüdükçe gönlündeki cuşiş artıyor. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cuşuhuruş — is., esk., Far. cūş + ḫurūş Coşkunluk İçeriye hatıraların cuşuhuruşuyla girerdim. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalkanmak — nsz 1) Çalkama işine konu olmak 2) Deniz, göl dalgalanmak Bu loş ve serin salonların altında Haliç in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır. B. R. Eyuboğlu 3) mec. Coşmak 4) mec. Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak 5) mec. Coşkunluk,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hararet — is., Ar. ḥarāret 1) Sıcaklık Odanın harareti. 2) Susama, susuzluk Çay, harareti giderir. 3) mec. Coşkunluk, ateşlilik Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı, P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hararet basmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harlatmak — i 1) Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek Şerefimize sobaya bir iki odunla bir kucak çalı atıp harlattılar. R. N. Güntekin 2) mec. Coşkunluk vermek, canlandırmak Millî Mücadele de aç ve çıplak insanlarımızın yüreğinde alevler harlatmak için tek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vect — is., cdi, esk., Ar. vecd Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vecde gelmek vecde kapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yangın — is. 1) Zarara yol açan büyük ateş Yangın yaklaştığı için yaverleri ve dostları telaşta idi. F. R. Atay 2) Hastalıkta ateş 3) mec. Coşkunluk 4) sf., mec. Tutkun, düşkün, âşık Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşka gelmek — tkz. bir şeyi yapmak için büyük bir istek duymak, coşmak, coşkunluk göstermek Meltemler tanrısı aşka gelip bu yeni varlığı yelpazelemeye koyuldu. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi içine sığmamak — telaş, sabırsızlık, coşkunluk göstermekten kendini alamamak Nazmiye den çok İhsan ın içi içine sığmıyor, birazdan başlarına gelecekleri tasarlayarak kahroluyordu. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük