çapraşık

çapraşık
sf., -ğı
1) Karışık, dolaşık, girift

Çapraşık akıntılar birden düz yön aldı.

- R. E. Ünaydın
2) mec. Anlaşılması, çözülmesi veya içinden çıkılması güç, karışık, muğlak

Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu.

- E. İ. Benice

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • çapraşıklaşmak — nsz Çapraşık duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çapraşıklık — is., ğı Çapraşık olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çapraşmak — nsz 1) Karışık, çapraşık, çözülmez duruma gelmek 2) İki şey birbiriyle çapraz olarak kesişmek Döne döne çapraşan, su yolları gibi ucu. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dallı budaklı — sf. Karışık bir duruma girmiş olan, çapraşık Onun derdi de dallı budaklı olur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolambaçlı — sf. 1) Dolambacı olan Sedyeyle apartmanın dar, dolambaçlı merdivenlerinden çıkarmaya çalışıyorlar. M. Ş. Esendal 2) mec. İçinden zor çıkılır, çapraşık ... müessesesinin epeyce karışık ve dolambaçlı işleri içinde bunalmış kalmış. Y. K.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düğüm — is. 1) İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum 2) mec. Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer. P. Safa 3) ed. Edebî… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gayya kuyusu — is. Karmaşık işlerin döndüğü yer veya çok çapraşık durum …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • girift — sf., Far. girift 1) Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık Girift bir konudur bu, en başta yeni şiir kavramı ile karıştırılır. M. C. Anday 2) Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı) 3) is., müz.,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karışık — sf., ğı 1) Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş Karışık salata. 2) Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız 3) Saf olmayan Karışık süt. 4) Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılçıklı — sf. 1) Kılçığı olan Kaşık adası bilek kalınlığında, mor kılçıklı, yarım metre uzunluğunda zarganalarla doludur. S. F. Abasıyanık 2) mec. Pürüzlü, çapraşık, karışık Bu iş pek kılçıklı, içinden nasıl çıkılır? …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”